kestirmeden gitmek, kısa kesmek.
konuşmayı yarıda kesmek
Verb
ziyareti kısa kesmek
Verb
bir ziyareti kısa kesmek
Verb
kısa kesmek.
cut a long story short: uzun sözün kısası, hulâsa, elhasıl.
kısa kesmek (söz, yazı, vb.), birdenbire sona erdirmek.
The accident forced them to cut their holiday short.
cut someone short: birinin sözünü birdenbire kesmek.
mesleğini yarıda bırakmak
Verb
muameleleri kısa kesmek
Verb
birinin sözünü kesmek
Verb
Velhasıl-ı kelam, ...
Adverb
Uzun lafın kısası, …
Adverb